Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

23 Kasım 2010 Salı

Öğretmenler gününüz kutlu olsun ve öğretmenim olduğunuz için teşekkürler...

Hmmm, bu yazıyı ben okumasam da olur, ben öğretmen değilim ki, artık okul da bitti, öğretmenler gününü kutlayacak bir öğretmen bile tanımıyorum artık diyorsanız...
Gülerim, çünkü yanılıyorsunuz...
Hepimiz bir yaşam yolundayız, kendi çapımızda bir hayat yolunda yürüyoruz.
Her gün iş yeri adını verdiğimiz sınıfa giriyoruz sabahtan. İşimiz içinde bulunduğumuz sınıfı gösteren bir dersler sınıfı... Hangi okulu bitirdiysek ona göre bir işe giriyoruz genelde ya da tam karakterimize göre ve sınıfımızı belirtiyoruz, mavi yakalı mıyız, beyaz yakalı mı, hangi statüdeyiz?
İşyerindeki arkadaşlarla ders çalışıyoruz. Hangimiz işini daha disiplinli yapıyor, kim işten kaçıyor, birlikte nasıl sohbet ediyoruz, egolarımızı nasıl törpülüyoruz?
Size iş yerinde fırça atan müdürünüzün hayatınızda en önemli öğretmenlerden biri olduğunun farkında değil misiniz? Sizi hayatınızda otorite figürüyle karşılaştıran, otoriteyi sembolize eden, babanızla yaşadıklarınızı size farkettiren bir öğretmen, neden onun öğretmenler gününü kutlayıp şok olmasına yol açmıyorsunuz? Yüzündeki korkunç şoku ve 'sanırım bu eleman delirdi' diyen bakışlarını görmek ne kadar eğlendirici olur.
İşyerinde arada teneffüse çıkıyorsunuz, en uzun teneffüs yemek paydosu, yakınlardaki lokantaya yemeğe gittiğinizde, yanlış yemeği getiren ve bunu da olabilecek en uzun sürede becerebilen garsona karşı sabır ve hoşgörü dersini görüyorsunuz, eh zaman zaman iş stresiniz dolayısıyla ve belki de egonuzun şişkinliğinden, belki de sen benim kim olduğumu biliyor musun demek istediğiniz için kırık not alıyorsunuz.
30 yaşına gelmiş olanlar ve biraz aşmış olanlar çoğunlukla evleniyor ve en zor dersi almaya hak kazanıyorlar, aynı evde farklı anne babadan dünyaya gelmiş bir insanla birlikte yaşama sanatı.
Güç savaşı, hoşgörü, denge, sevgi, saygı, ego, özveri, fedakarlık, kaynana ile geçinme sanatı dallarında her an ders alıyorsunuz, öğretmeniniz ise eşiniz...
Neden ona size öğrettikleri için teşekkür etmiyorsunuz? O bunu hak etmiyor mu?
Bir de tabii ki boşanma dersi var. Nasıl boşandınız? Neden boşandınız? Boşanırken aklınızdan ne geçiyordu?
Bu konuda hayatsal değeri olan bir kompozisyon yazdığınızda hangi noktalar öne çıkıyor? İşte hayat dersi, işte Hayat Öğretmen... Neden hayata size verdikleri için teşekkür etmiyorsunuz?
Evet, bu kadın iyice kafayı yemiş olmalı, boşandım ve hayata teşekkür etmeliyim, öyle mi? İç sesiniz bunu diyorsa, lütfen okumaya devam edin.
Boşanmak da bir derstir, ne öğrendiğinize odaklanın, kaybettiklerinize karşılık kazancınıza odaklanın. Şimdi kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Bu muhasebe dersi size büyük farkındalık kazandıracaktır. Kendinize teşekkür edin ve kendinizi kutlayın.
Her şey bir tarafa, en önemli dersi hangi öğretmenden alırız, biliyor musunuz?
Çocuklarımızdan...
Sabır, koşulsuz sevgi, değer, organizasyon, planlama, yetiştirme...
Bu alt konularla bütünleşen bir konudur bu çocuk yetiştirme durumu ve biz genelde çocuklarımıza dünyayı öğrettiğimizi düşünürüz, aslında onlardan sabırlı olmayı öğreniyoruzdur, karşımızdaki ne yaparsa yapsın, nasıl davranırsa davransın koşulsuz sevgiyi deneyimliyoruzdur, günümüzü çocuk için organize ederken saatlerimizi değerlendirmeyi, planlamayı, verimli olmayı öğreniriz... Çocuklarınızın söylediklerine ve davranışlarına dikkat edin, onlar sizin aynanız, siz onlara nasıl davranıyorsanız, onlar da size öyle davranıyor. Siz onlara nasıl hitap ediyorsanız, onlar da oyuncaklarına öyle hitap ediyor, arkadaşlarıyla oynadıkları evcilik, sizin evliliğinizin bir minyatürü... Farkında olduğunuz takdirde size sizi öğretecek en büyük öğretmenleriniz çocuklar...
Çocuğunuza kocaman bir teşekkürler...
Şimdi huzurlarınızda öğretmenlerime teşekkür etmek istiyorum:
Sevgili babam, sorumluluğu, disiplini öğrettiği için,
Sevgili annem, koşulsuz sevgiyi öğrettiği için,
Sevgili kardeşlerim, her zaman yanımda oldukları, bana herkesin aynı olması gerekmediğini gösterdikleri için,
Sevgili eski kocam, öncelikle kendime değer vermem gerektiğini öğrettiği için,
Sevgili kızım, sınırlar çizmenin küçücük bir hayır demek ile başladığını öğrettiği için,
Sevgili Sema Erduman, reiki öğrettiği için,
Sevgili Sema Maybek, zor zamanlarda bile kalpten cömert olmayı öğrettiği ve bana ayna tuttuğu için,
Sevgili Serpil Doğançay, kendiyle uğraşmanın ne kadar zor olduğunu, ama başarılabilir bir şey olduğunu gösterdiği için,
Sevgili Hatice Kılıç, öğrendiklerini paylaşmanın ne kadar büyük mutluluk verdiğini gösterdiği için,
Sevgili Halise Baydar, bağırarak konuşmanın ne anlama geldiğini gösterdiği için,
Sevgili Zerrin Zık, egoyu yumuşatmanın yolunu öğrettiği için,
Sevgili Funda Hasçelik, para ile ilgili dersler için,
Sevgili Sibel Kavunoğlu, paylaşmanın değerini öğrettiği için,
Sevgili lise arkadaşlarım, yıllar sonra buluşmanın, bir şeyler paylaşmanın ve destek olmanın güzelliğini gösterdikleri için,
Sevgili Esra Gökçe, her şey para değildir, arkadaşlık önde gelir dediği ve evrenden bir hediye olarak verdiği dersler için,
Sevgili babaannem, din konusunda nasıl özgür olunacağını öğrettiği için,
Sevgili anneannem, kocakarı ilaçları ve daha önce farkedemediğim, enerji işleriyle beni tanıştırdığı için,
Sevgili Demet Türksoy, en zor durumlarda bile aslında insanın hayata tutunmasını ve güvenmesini sağlayan bir şeylerin olduğunu gösterdiği için,
Sevgili Ayşen Üstünay, evimde nasıl daha az dağınık, nasıl daha düzenli olurum dersi için teşekkürler...
Ve şu anda buraya sığdıramadığım tüm sevgili hayat öğretmenlerim, hepinizin öğretmenler günü kutlu olsun ve öğretmenim olduğunuz için teşekkür ederim.
Bu yazıları yazabilmem için ilk emeği veren rahmetli Kayıhan öğretmene, aile dostumuz da olan Emine öğretmene, aklımdan geçenleri hemen yazmamı sağlayan Hr. Hofmüller'e, savaş yıllarında esir düşmüş olan ve sınıfta hepimize kırbaçsız çalışmanın önemini işleyen Hr. Ammicht'e, Almanca'yı iyi öğrenmemi sağlayan Fr. Ammicht'e, değerli Atatürkçü öğretmen rahmetli Türkel Minibaş'a,kafasına koyduğunu yapabilmenin nasıl bir şey olduğunu gösteren rahmetli Türkan Saylan'a,  edebiyat dersini bana sevdiren rahmetli Mahmedet hocaya derin saygı ve sevgilerimle...
Veeeeeee özgür yaşamayı, mantığımızı kullanmayı öğreten, bir ilke uğruna nelerin göze alınabileceğini gösteren , yaptıklarını her düşündüğümde hafsalamın almadığı en büyük öğretmen Atatürk'e en derin saygı ve sevgimle...
Hepinizin öğretmenler günü kutlu olsun...
Ben kimlere öğretmenlik yaptım acaba? Acaba bir kutlamayı hak ettim mi? :-)

1 yorum: