Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

20 Ekim 2010 Çarşamba

Yaş almak...

Çook uzun zaman önceydi, Beyoğlu'nda eski kocacımla yürüyorduk. Bir dükkanda rozetlere bakmıştık, birinde ' yaşlanacağım, ama asla büyümeyeceğim' yazıyordu. O sırada büyümemeye karar verdim. Büyümek kötüydü, insanı hayattan uzaklaştırıyordu, nasıl olsa yıllar geçiyordu ve insanlar yaşlanıyordu, ama büyümeye gerek yoktu.
Sonra hayat dikildi karşıma ve hayır dedi,  yaşlanmayacaksın, yaş alacaksın. Bunun karşılığında da bedelini ödeyeceksin.
Ne vermem gerektiğini bilmiyordum, ama hayat alıyordu alacaklarını.
Yaş sayım arttıkça bir baktım ki, daha çok anım var, daha çok yaşanmışlıklarım var. Eskiden benden büyükleri dinlerken, ne kadar çok şey anlatabildiklerine şaşırırdım, artık benim de anlatacak çok şeyim var.
Bunların karşılığında sürekli söylediğim evet'leri verdim, hayır'la değiştirdim.
Kendimi koyduğum alt sıraları verdim, üstlerine bastım, yukarılara çıktım.
Değerin değerini anladım, değersizliklerimi verdim.
Anın tadını aldım, hızı bıraktım.
Yılları aldıkça bedenimin gençliğini verdim, ama içimin gençliğini tanıdım.
Sanırım aslında büyüdüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder